Elimizde kalan son çare ;    "Sevgi"....

 

Sevgililer günü için  eskiden olduğu gibi güzel yazılar yazılmaz oldu ! Hatta, bazı gazetelerde köşe yazarları şunları belirtmiş : "Sevgililik o kadar özel bir şey ki, nasıl oluyor da kamusal olarak kutlanabiliyor ?" Sonra da eklemiş "Piyasa alışverişte görsün" hikayesi !  Gerçekten de insanları yılın bir gününde sevgisini göstermeye ikna etme yarışmasında tarihin en acımasız devirlerini yaşayan insan toplumlarını ortaya çıkarttılar. Sevgi gösterisi yerine sevgiyi yaşamayı seçseydiler Bosna'da pazar meydanında vurulan binlerce insan veya Bağdat'da katledilen 1 milyon insan bu gün yaşıyor olurdu ?

 

 Sevgililer gününe az bir süre kala ülkemizin üçe bölündüğü açıklandı. Bayraklarla meydanları dolduran laik ve Atatürk'çü insanlar ortalığı inletirken gerici veya dinci diye adlandırılan gruplar da türban yasağının kalkması için uğraşıyorlardı. Bir başka grupta ülkeyi bölmek için teröristlere kalkan olmak için savaş meydanına koşuyordu. Astrolojinin zor ve ters zamanları açıklamak için çeşitli kombinasyonları vardır. Güneş tutulmaları bunlara örnektir.  Sabit burçlarda olan Güneş tutulması daima toplumların başına sorunlar getirmiştir. 7 Şubat 2008 günü Güneş tutulması güney yarım kürede ve sabit burçlardan kovada oldu. Bu sırada Güneş ile Venüs arasında sert kare açı vardı. Sevgililer gününe bir hafta kalmışken sevgisizliği tetikleyen kozmos humması ancak bu kadar etkili olabilir !

 

 Geçmiş yıllara göz atarsak durum 12 Eylül 1980 öncesini andırıyor. Bu görüşü siyasi gelişmelere bakarak değil astrolojik fenomenlere dayanarak belirtiyoruz. Güneş tutulması 16 Şubat 1980 tarihinde  kuzey yarım küre ve sabit burçlardan kovada olmuştu. Tam güneş tutulmasıydı ve ikinci güneş tutulması da  10 Ağustos 1980 günü sabit burçlardan aslanda olmuştu. Yine Güneş ile mundane horoskopun Venüs yerleşimi arasında sert kare açı vardı. Bu da gösteriyor ki, Aslan ve Kova burçlarında gerçekleşen Güneş tutulmaları bizim için pek de hayırlı olmuyor. Ortalık karışıyor, ekonomi bozuluyor ve sevgisizlik bir çığ olup başımıza yıkılıyor..

 

 Bu güne kadar dinlerin, din inançlarının  ve dini bayrak yapan felsefelerin insanların sorunlarını çözdüklerini tarih göstermiyor. Bazen fanatik akımlar o kadar güçlenirler ve yıkıcı olurlar ki, ortaya büyük kıyımlar ve yıkımlar çıkar. Orta çağı kana bulayan Haçlı seferleri çok geçmişte kaldı ama  1970'lerde gözlük takana bile okumuş ve burjavadır diyen  Kızıl Kmerler  (Khemer Rouge) Kamboçya'da bir buçuk milyon insan öldürdüler. Ne zaman Kamboçya sahillerinden gemiyle geçsem radyoda dinlediğim şarkılar ve propaganda konuşmaları etkisiyle dehşet içinde kalırdım. Tayland körfezinde canlarını kurtarmak için sallara yığılmış ve açık denizde sürüklenen binlerce Kamboçyalı görülürdü. Bu gün de Irak cehenneminden kaçmakta olan insanlar Türkiye'deki korsanlara paralarını kaptırıp canlarını da Ege denizinde bırakıyorlar. Nasıl sevgililer gününü kutlamayı hak ediyor  bu dünya ?

 

 Bazı insanlar gerçeklerle karşılaşmazlar. Kendi kabuklarında sinmiş yaşarlar. İnsanların çoğu böyledir. Bunlara "Sade vatandaş" adı verilir. Toplumlarda koyun sürüsüne benzetilirler. Şimdi eğitim görmüş ve belirli bir kültür potansiyeline sahip aydınlar arasında kendileri ile uyuşmayan dünya görüşlerine dalkavukluk yapanlar için ayrı bir terim üretilmiş : "Süt Liberaller" deniyor. Örneğin, Türkiye'de dincilerden daha fazla türban taraftarı bunlar gözükürler ama kadınları süslü ve açıktır ! Böyle olmak da bir yaradılış konusudur. Bunların sade vatandaşları etkileyecek kadar çoğalması ve pek de aydınlık olmayan horoskoplara sahip olmaları karşısında evreni şeytani güçlerin yönettiğini düşünmek bile mümkündür.

 

 Geçen hafta özürlü bir çocuk ve ailesi ile bir kaç saati birlikte geçirdik. DNA şifrelemesinde protein zincirleri nasıl bir dizilim yapıyorsa veya ruh denen olgunun sabır gösterisi ne kadar güçlüyse bu duruma katlanacak insanda var olması gereken tek şeyin "sevgi" olduğunu anladım. İşte DNA zincirleri veya ruh da bunu ancak anne ve babaya verebiliyor. Bir sevgililer günü icat edip medyada boy göstermeyi adet edinmiş insanların peşlerinden koşarak nerede yiyip içtiklerini, sevgililerine ne hediye aldıklarını izlemek sade vatandaşın yaşam tarzı olabilir. Biraz da gerçek sevginin katlanabildiği yaşam olaylarını görmeye çalışmak gerekiyor. Bu konuda hayvanlar ve gösterdikleri fedakar sevginin örnek alınması  insanlara dersler verebilir.